Yazı İçeriği

MS hastalığı kadınlarda daha sık görülüyor

MS tedavisi nasıl yapılır?

MS belirtileri

MS hastalığının tanısı nasıl konuluyor?

Düzenli tedavinin önemi büyük

İyi huylu MS hastalığı oranı çok az

MS tedavisi

Multipl Skleroz (MS); merkezi sinir sisteminin sinir hücrelerinden çıkan ve akson denilen uzantıları ile bunların çevresini saran "miyelin" adlı yapıların, çeşitli nedenlerle etkilenmesi ve hasarlanması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu hastalık, merkezi sinir sisteminin kontrolü altındaki tüm vücut bölgelerini etkiliyor. Hasarlanan bölgelerde iyileşme genellikle sertleşmeyle sonuçlanıyor. Bu nedenle hastalık ‘multipl skleroz’ yani ‘çoklu sertleşme’ olarak adlandırılıyor.


MS hastalığı kadınlarda daha sık görülüyor

40 yaş altı kişilerde görülen MS hastalığı başlangıç döneminde olarak değerlendiriliyor. Hastalık, ataklar ve ardından gelen düzelmelerden oluşan bir süreçten oluşuyor ve kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha sık görülüyor. Buna karşın 40 yaş ve üzeri başlangıçlı primer ilerleyici MS’de kadın ve erkek oranı neredeyse eşitleniyor.

Türkiye’de yaklaşık 35 bin hasta olduğu düşünülüyor. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, MS hastalığı görülme sıklığının ekvatordan uzaklaştıkça arttığını gösteriyor. Hastalığa yakalanma riski yaşlandıkça azalıyor. Kişilerin üçte ikisi 20-40 yaş arasında iken üçte biri 40 yaş üstü ya da 20 yaş altı grupta yer alıyor. 55 yaşın üzerinde ise risk belirgin olarak azalıyor.

MS tedavisi nasıl yapılır?

Merkezi sinir sistemini etkileyen hastalığın tanı ve tedavisindeki gelişmeler, hastalığın erken dönemde doğru bir şekilde kontrol altında tutulmasını sağlıyor. Bu sayede kişilerin günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlama olmadan geçirecekleri zaman uzayabiliyor. Hastalık seyrini etkileyen ilaçların uzun dönem etkinliğinin araştırıldığı çalışmalarda kullanılan engellilik ölçekleri daha çok motor sisteminin değerlendirilmesine dayanıyor. Oysa MS hastalığına bağlı engellilik yalnız motor sistem değil, denge ve bilişsel işlevler gibi çok önemli fonksiyonel kayıplara bağlı olarak da gelişebiliyor. Yapılan çalışmalarda erken dönemde tanı konularak tedaviye başlanan MS’lilerde özellikle bilişsel ve işlevsel kayıpların azaltılabildiği, ayrıca beyinlerinde oluşabilecek MS’e ait lezyonların kontrol altına alınabildiği görülüyor. Yani hastalığın kesin tedavisi henüz yok ancak erken tanı ve tedavi ile hastalığı kontrol altına almak mümkün.

MS belirtileri

Hastalığın, kişiden kişiye değişen belirti ve bulguları bulunuyor. Bu belirtiler hastalığın başlangıç dönemlerinde genellikle kendiliğinden de düzelebildiği için kişilerin hekime başvurması ve tanı alması gecikebiliyor. Vücudun çeşitli bölgelerinde özellikle gövdede, yüzde, kollar ya da bacaklarda uyuşukluk, karıncalanma, güçsüzlük, görme keskinliğinin azalması ya da çift görme, baş dönmesi, dengesizlik, beceriksizlik, idrar kaçırma ya da idrar yapamama, dışkılama sorunları ve yorgunluk bulunur. Nadiren bellek sorunları, duygu durum değişiklikleri, cinsel işlev bozuklukları, konuşma bozuklukları, baş ağrısı, uyku bozuklukları ya da epileptik nöbetler de gözlenebiliyor. MS’de yorgunluk, halsizlik, uyuşmalar, elektriklenmeler gibi belirtiler gün içerisinde aralıklarla olabileceği gibi haftalarca da sürebiliyor. Belirti ve bulguların 24 saatten uzun sürdüğü dönemler ‘atak dönemi’ olarak tanımlanıyor.

MS hastalığının tanısı nasıl konuluyor?

Hastalığın tanısında kişide ortaya çıkan belirtilerin doktor tarafından çok iyi dinlenmesi gerekiyor. Ayrıntılı öykü almak ve detaylı bir nörolojik muayene yapmak en önemli kural olarak kabul ediliyor. Bu konuda deneyimli bir doktor, ayrıntılı öykü ve muayene ile klinik olarak MS’in ön tanısını koyabiliyor. Tanıyı kesinleştirmede diğer önemli kural ise bu rahatsızlık ile karışabilecek diğer hastalıkların dışlanması. Bu nedenle beyin ve omuriliğin MR görüntüleme ile değerlendirilmesi önem taşıyor. Kimi kişilerde kesin tanı için beyin omurilik sıvısının incelenmesi, kan testleri ve elektrofizyolojik çalışmalar da gerekebiliyor.

Düzenli tedavinin önemi büyük

MS’lilerin düzenli tedavi ile atak sıklıkları ve şiddetleri belirgin olarak azalıyor. Kişilerin atak döneminde yaşadıkları sıkıntılardan ve atak nedeniyle yüksek doz kortizon almaktan kurtulması, yaşam kalitesi açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca erken dönemde tedaviye başlanan ve tedavileri düzenli uygulanan kişilerde başta bilişsel işlevler olmak üzere yürüme ve denge gibi engelliliğe neden olan bozukluklar da daha geç ya da daha az gelişiyor.

İyi huylu MS hastalığı oranı çok az

Günümüzde “İyi huylu, tedavi gerektirmeyen MS var mı?” sorusu hastalık literatürünün ana başlıklarından birini oluşturuyor. Bu alanda yapılan araştırmalar gerçek iyi huylu MS oranının sanıldığından çok daha az olduğunu, iyi huylu olduğu düşünülerek tedavi edilmeyen kişilerde daha sonraki yıllarda hastalığın ikincil ilerleyici tipe dönüşme riskinin ise yüksek olduğunu gösteriyor.