Yazı İçeriği

Kadın kalbinin erkek kalbinden farkı

Hangi belirtiler kalp krizine işaret ediyor?

Hangi hastalıklar kalp krizi riskini artırıyor?

Kadınlarda kalp krizi nasıl gelişiyor?

Kadınlarda can kaybına neden olan sağlık sorunları arasında ilk sırada kalp krizi yer alıyor. Öyle ki; kalp krizi sonrası can kaybı oranı erkeklerde yüzde 36 iken, kadınlarda yüzde 47 seviyelerinde. Türkiye ise kadınlarda kalp krizi nedeniyle can kaybı oranı açısından Avrupa birincisi durumunda.

Kalp hastalığı riskleri, genel olarak kadınlar ve erkeklerde benzer olmakla birlikte, bazı risk faktörleri sadece kadınları etkiliyor. Özellikle hamilelik diyabeti ve hipertansiyonu, menopoz, meme kanseri, polikistik over sendromu gibi bazı kadın hastalıkları kadınlarda kalp krizi riskini artırmada önemli bir rol oynuyor. Fizyolojik farklılıklar ise kadınlarda görülen kalp krizi şikayetlerinin tipik kriz belirtilerinden farklı olmasına neden oluyor. Erkeklerde göğüs ağrısıyla işaret veren kalp krizi, kadınlarda ani bastıran yorgunluk, bulantı, mide ağrısı şeklinde olabiliyor. Şikayetler haftalar öncesinden başlayabiliyor.


Kadın kalbinin erkek kalbinden farkı

  • Kalp boyutları daha küçük olur,
  • Hormonal olarak östrojen ve progesteron baskın olur,
  • Adet döngüsü, kan pıhtılaşmasında ve elektrokardiyografi (EKG) bulgularında değişikliklere yol açar,
  • Kalbin atım hacmi yüzde 10 daha azdır,
  • Nabız sayısı daha yüksektir,
  • Damar yapısı daha incedir, kalp damarlarındaki darlıklarsa daha uzundur.

Kadınların damar yapısı erkeklerden daha ince. Damar kireçlenmesi kısa bölgelerde tüm damar boyunu tutuyor, darlık oranı daha az izleniyor. Bu nedenle tıkayıcı darlık oranı kadınlarda daha az görülüyor. Kadınlarda kalp krizinin kökeni kalp damarlarında damar kireçlenmesi sonucu tıkanma değil; spazm veya yırtılma şeklinde gelişiyor.

Hangi belirtiler kalp krizine işaret ediyor?

Kadınlarda kalp krizi; nefes darlığı, aşırı yorgunluk, çene veya dişlerde ağrı, kollarda ağırlık hissi ve haftalar öncesinden başlayan hazımsızlık gibi belirtiler veriyor. Ani bastıran yorgunluk, nefes darlığı, göğüs üzerinde baskı hissi, mide ağrısı, boyun, sırt, çene, sağ kol ve sağ omuzda ağrı, ani soğuk ter boşalması gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden doktora başvurmak, elektrokardiyografi çektirmek hayati önem taşıyor.

Hangi hastalıklar kalp krizi riskini artırıyor?

  1. Hamilelik diyabeti: Hamilelik diyabeti sadece gebelik sırasında oluşuyor ve doğum sonrası normale dönen kan şeker yüksekliği olarak değerlendiriliyor. Uzun vadede tip 2 Diyabet riskini artırabilen hamilelik diyabeti, henüz belirtileri ortaya çıkmadan önce bile kadınlarda damar kireçlenmesini tetikleyebiliyor. Bu durum da kadınlarda erken yaşlarda kalp ve damar hastalıkları görülme riskini yükseltebiliyor.
  2. Polikistik over sendromu: Polikistik over sendromu olan kadınlarda, kalp damar hastalığı riskini artıran çoklu risk faktörleri bulunuyor. Bu faktörler arasında erkek cinsiyet hormonlarının yüksekliği, santral obezite, insülin direnci, şeker intoleransı ve kolesterol düzeylerinin artması yer alıyor. Kadınlarda damar kireçlenmesi riskini de iki kat artırabiliyor. Kalp hastalığı riskini azaltmak için, ağırlıklı olarak kadın doğum ile ilişkili görülen polikistik over hastalığının tedavisinin multidisipliner bir yaklaşım ile ele alınması gerekiyor.
  3. Hamilelik hipertansiyonu (preklampsi ve eklampsi): Hamilelik sırasında gelişen hipertansiyon, uzun dönemde kadınlarda kalp hastalığını 6 kat, diyabet riskini ise 3 kat artırıyor. Bu risk, doğumdan sonraki ilk 5-10 yıl içinde ortaya çıkabiliyor.
  4. Menopoz: Her kadının yaşadığı doğal bir dönem olan menopozun olumsuz etkilerinden korunmak için yapılan tedaviler kalp hastalıkları riskini artırabiliyor. Hormon replasman tedavileri, kadınlarda hem kanın pıhtılaşma eğilimini hem de kalp damar hastalıkları riskini yükseltebiliyor.
  5. Meme kanseri: Meme kanserinde uygulanan kemoterapi ve radyoterapi doğrudan veya dolaylı yoldan kalp hastalığı riskini artırıyor. Kalp hastalığı tedaviden yıllar sonra da görülebiliyor. Bu nedenle meme kanseri tedavisi gören kadınların, hangi yaşta olursa olsun kalp ve damar hastalıkları yönünden düzenli kontrollerini yaptırması gerekiyor.
  6. Otoimmün hastalıklar: Bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırması sonucu gelişen bir hastalık grubu olan otoimmün hastalıkların birçoğu kadınlarda erkeklere göre daha çok görülüyor. Özellikle romatoid atrit ve sistemik lupus eritematozus (SLE) gibi romatizmal hastalıklar, özellikle genç yaş grubunda kalp damar hastalığı riskini artırıyor.